Empoze | Konular | Kitaplar

Sen kimin yazarısın? Kim için yazarsın?

Ünlü şanlı adı yerlere göklere sığdıramadığımız şu rönesans dönemi sanatçılarını hatırlar mısınız? Peki onlar geçimini nasıl sağlıyordu bilir misiniz?

Aslında bugünü anlamak için 200-300 hatta 500 sene gerilere gitmek lazım.. Bugün derebeyi olmuşların kökleri o kadar derinlerde yatıyor. Bugün kü sistemler taaa 100-200 sene öncelerinden kurgulandı.

Daha yalın basıt sade ve anlaşılır. Bugün at izi it izi belli değil. Anlamak kavramak daha güç. Hangisi gerçek hangisi sahte anlaşılamıyor. Ama geçmişe doğru kafanı uzattığında bugünkülerin gerçek yüzlerinin temelleri ortaya çıkıyor..

Örneğin sanatçılar.. Her biri bir zenginin sanatcısıydı.. Ya da zengin ailelerin sponsorluğunda sanatlarını icra ediyorlardı. En seçkinleri de kiliselere hizmetci idi. Özelliklede roma katolik kilisesinin sanat üzerinden insanlar üzerindeki algı operasyonlarında baş aktördüler..

Ama biz onlar baş yapıtları sanatsal şahaserleri ile tanıyoruz. Yerlere göklere sığdıramıyoruz. İsanın son akşam yemeğini düşünsenize.. Kilise basmasa parayı öyle bir eser çıkarmıydı ortaya.. Hayır..

Ama sanat adı altında hala din propagandası devam ediyor..

Aslında kitaplarda öyle.. Yazar öyle oturup köşesine içinden estiği gibi yazmıyor. Yok öyle bir dünya.. Tıpkı sanat eserleri gibi sipariş üzerine kitaplar peydahlanıyor. Her kitabın bir amacı gayesi ve hedefi var. Öyle kolayla olmuyor bu işler.

Yazarsan kitabın satılmak zorunda.. Kitlelere ulaşması gerekiyor. Ama kitlelere ulaştıracak köprüleri tutanlar var.. ve işte onların boruları ötüyor. Sadece yazmak yetmiyor.

Bugün bile internete ne yazarsan yaz, arama motorları algoritmalarına uymuyorsa çıkabilmek en tepelere kolay mı o kadar? İmkansız..

Kitap yazmakta öyle bir şey.. Ne yazarsan yaz.. Yayın kültürü ve algoritmasına tezat isen sadece kendin yazar kendin okursun..

Yazılan her yazının bir sipariş veren patronu var.. Arka tarafta o yazının asıl sahipleri var. Hiç bir şey tesadüf değil. zaten bunların bir plan doğrultusunda olmadığı herşeyin tamamen içgüdüsel oldugunu okuyaca ikna etme görevi de yazarın kendisine veriliyor.

Evrim teorisini düşünün.. Herşeyi planlı ve programlı yapmaya çalışanlar bu şeytanlıkları gözükmesin diye dünyanın bile evrimleşerek kendiliğinden bu hale geldiğini ikna edebilmek için kırk takla atmadılar mı?

Olur da sen bu işin arkasında bir iş var demeyesin diye... değil mi herşey..

Görünmez adam filmleri ilginizi çeker mi?

Görünmezliğin formulünü bulmuşlar.. Birileri her türlü haltı yiyor ama göremiyoruz. Biz onları göremiyoruz ama izlerini görüyoruz.. Yazarlarını, sanatcılarını, müziklerini, filmlerini, onlar lehine kanun çıkaranları görüyoruz..

Evet sen kim için yazarsın?