Empoze | Konular | Kitaplar

Hiç bir şey hazır sunulmuyor

Hayatta bu toplumu ileriye götürecek hiçbirşey hazır paket sunulmuyor. Bize hazır sunulanlar sadece tüketici olmamız için olanlar.. Bizi şaha kaldıracak olanlar haphazır çantada keklik olarak gelmiyor. Mücadele etmek çalışmak gerekiyor. Yatırım yapmak emek vermek gerekiyor.

Armut piş ağzıma düş yok. Hedefe ulaşmak bir kaleyi feth etmek gibidir. İstanbul, fatih sultan mahmet e çantada keklik olarak sunulmadı. 850 yıllık mücadele azim ve sabrın sonucu fatih ile islam şehri oldu. Sadece 800 yıl verilen mücadele yetmedi. Belki fethinden önceki son 150 yıl önce önceki 700 yıldan daha yoğun çalışıldı. Ve şu muhakkak ki hedefe yaklaşıldıkca mücadelenin şiddeyi de bir o kadar artmıştı. Hele ki son 5 sene en yoğun süreçti.

Fatih 21 yaşında genç bir delikanlı olarak istanbula girerken son 5 ay diğer tüm zamanlardan cok daha önemli ve çetindi.. Son 5 günün zorluğu ise zirve yapmıştı..

Zorluk şiddet ve mücadele arttıkça hedefe olan yaklaşım bir o kadar artıyor demektir. Düşman bu kadar bastırıyor artık yeter pes demek olmaz. Artık kale feth edilmek üzeredir!

Kendi hayatlarımızda bile hiç bir şey bize hazır sunulmuyor. Doğuşta sıfırdık. Adım adım hayata tutunarak ilerledik. Eğitim sürecinin zorlukları kadar bir de evlilik dönemi vardır ki o daha bir farklıdır. Herşey böyle iken insanlar evlendikleri gün herşeyin gülistanlık olacağını zan ederler. Tam tersi mücadele ister. İstediğin hayalini gerçekleştirebilmek için emek vermek gerekir. Tamamen farklı kültür ve hayatlardan gelmiş iki bireyin karakterlerinin bir anda cuk diye birbirine oturması imkansızdır. Asıl mücadele evlilik ile başlar.

Geçmişinden koparılmış toplumların tekrar geçmişleri ile bir araya gelmesi evlilik gibidir. O onların gerçek kültürleridir fakat bir o kadar yabancıdırlar. Ciddi karın ağrıları sıkıntılar ve stresler yaşanır. Toplum kendi içinde darboğazlardan geçer. Bir teraftan aradaki duvarları yıkıp geçmişi ile kucaklaşmak ister, diğer taraftan topluma enjekte edilmiş geçmişine zıt alışkanlıklarından vazgeçmek istemezler.. Çelişkiler yumağı!

Asıl mücadele baskı ve zulm altında var olmaya çalışırken deği, baskı ve zulm kalkdıktan sonra başlar. Yeni tanışmış evli çiftler gibidir. Her iki taraf birbirini ister.. Mutluluğu birbirinde bulma arzusu ile yanıp tutuşur fakat bir o kadar da yabancıdırlar kendilerine.. Emek verildikce ilmik ilmik dokunur.

Ve feth edilmeye bekleyen istanbul gibidir.. Askerler istanbul surlarına dayanmıştır.. Geçmişteki baskı ve zulm dönemlerindeki mücadele zordur.. ama şimdi herşey çok daha zordur. Çünkü zafer yakındır!

Zafer çantada keklik değildir.. Başarıya ulaşmak için daha büyük mücadele gerekir. Daha büyük zorluklara göğüs germek gerekir.

Hiç birşey hazır sunulmuyor. Durumun özeti budur!

Türkiyedeki değişim sancıların, toplumsal gelgitlerin perde arkası işte böyle birşey.. Ne anlaşılır durumda, ne de anlatılabilir..