Empoze | Konular | Kitaplar

Her kitabın bir sonucu vardır

Bir kitap yazılırken varılmak istenen sonucu vardır. İnsanlara verilmek istenen mesajı vardır. Yazar o kitapla insanlara bir düşünceyi empoze etmeye çalışır. Yük treni gibi.. Her trenin taşıdığı bir yük vardır. Ve o yükün ulaşması gereken bir kitlesi vardır.

Bazen açık açık belirtilirken bazen gizliden gizliye yapılır bu. Bazen dost görünüp farklı amaçları olur kitabın.

Yazarı tanımak, düşüncesini, ideolojisini, inanç yapısını bilmek çok şeyi değiştirir. Tanınmamış bilinmeyen yazar insanı bilinmezlere götürebilir. Süprizler çıkabilir.

Örneğin arap milliyetçiliği üzerine yazılmış bir kitap düşünelim. Bu kitap sonuc olarak arap-türk ilişkilerine bakışınızı yönlendirecektir. Eğer yazar temel görüş olarak araplar ile türkler asla tekrar beraber olmasın istiyorsa açıktan ya da gizliden kitabını bu yönde kurgulayacaktır. Eğer yazar tam tersi araplarla kurulacak bir ittifakın güçlü bir islam cografyası olacağını düşünüyorsa kitaba bu boyutta delillerle dolduracaktır. Ve okuyucusunu ikna etmeye çalışacaktır.

Vahhabi görüşlü bir yazarsa yanında vahhabiliği de önplana çıkaracaktır. Selefi yazarsa selefiliği de pompalayacaktır. Eğer ehli sünnet ve osmanlıyı seven bir yazarsa osmanlı çizgisinde bir perspektif sunacaktır. Kemalist bir yazar da kemalizm doğrultusunda propaganda yapacaktır.

Her kitabın ulaşmak istediği bir hedefi gayesi vardır. Bir matematik test kitabı bile onu hazırlayanların ideolojisini yansıtacaktır. Coğrafya, fen, kimya, fizik, tarih, felsefe kitapları bile her biri kendi ideolojisini içinde barındıracaktır.

Sıradan bir roman bile bir kültürü pazarlamak üzere kurgulanmıştır. Filmler, çizgi filmler, programlar, yazılar herşey.. Kendini var eden gücü yüceltirken karşı güçleri yerecektir.

Bir yunanlı osmanlı tarihi yazarken objektif olamaz. Tam tersini osmanlı aleytarlığı yapacaktır. Aynı yunanlı bugün avrupa birliği yazısında daha temkinli davranacaktır. Belki yüzyıl sonra avrupayı yerden yere vurarken osmanlıya ihanetlerin ağıtını yakacaktır.

Hayat böyledir.

O yüzden biz müslümanlar kendi yazar kadrolarımızı oluşturmalıyız. Farklı ideolojilerdeki kitapları inceleyip onları kendi inanç yapımıza göre tekrar yayına sunmalıyız. Avrupalılar bunu 500 yıl önce başardılar. islam cografyasındaki ve endülüsteki eserleri tamamen kendi kültürlerine uyarlayarak ve içinden islamı çıkartarak kendi toplumlarına sundular.

Biz de yeniden onların taktiklerini kullanarak 500 yıl önce alıp geliştirdikleri emanetimizi onlardan geriye alıp tekrar kendi kültür ve inancımıza göre yapılandırmalıyız.

Özetle kendi gizli ideolojilerini pompalayan batı kökenli kitapları olduğu gibi değil islamlaştırarak topluma aktarmalıyız. Filtre uygulamalıyız. Her satırına kadar islama uygunluğunu gözönünde tutarak hazırlamalıyız.

İşte o zaman daha köklü ve sağlam bir uyanış başlayacaktır.

Aksi takdirde yerimizde saymaya devam ederiz!!