Empoze | Konular | Kitaplar

Zihnin kontrolden çıkması

Etrafımızda olupta bir tür anlam veremediğimiz bir çok olayın altında zihnin kontrolden çıkması yatmaktadır. Kontrolden çıkış kişinin çevresi yaşantısı, inancı ve düşünceleri ile çelişen bir rotaya doğru ilerlemesidir.

Normal kabul görmüş hali dış görünen taraf ise, kontrolden çıkan şey iç tarafta zihinde cerayan etmektedir.

Görünen bilinen olması gerekenin aksine davranış ve tutumlar. düşünceler, istekler, arzular..

Bu süreç iki türlü gerçekleşebilir. Pozitif anlamda da olabilir negatif anlamda da.. Burada kontrolden çıkma tabiri ile biz negatif kısım üzerine ele alıyoruz.

Zihnin kontrolden çıkma süreci bizim normal kabul ettiklerimiz içine sıkıştırılmış anormal şeyleri de almamız ile başlar.

Mesela film izlemeyi normal kabul ediyor, onu eğlenceymiş zaman geçirmeymiş bir etkinlikmiş gibi alglıyorsan öyle zan ediyorsak, izlediğimiz filmler aracılığı ile bize bizim normal kabul etmediğimiz şeyler de empoze edilmesini kabul etmiş oluruz.

bu kademeli ilerleyecektir. Günümüzde çekilen filmlerin neredeyse tamamen bizi bir yöne doğru çekmeyi hedefleyerek kurgulanıp imal edilmektedir. Ve bu eğlence sosyal etkinlik olarak izlettirtilmekte..

Hali ile film izlerken yüzlerce kareyi biz unutsakta zihnimiz unutmuyor. onlar tıpkı turuva atı gibi zihnimize bilinçaltımıza yerleşiyor. Biz eğlendiğimizi zan ederken o filmi çeken gizli güçlerin bizim bilinçaltımıza ulaştırmalarını istediğimiz ideolojilerini de kabul etmiş oluyoruz.

Ya da film delisi manyak kişilerle ünsiyet kurarak onların bilinçaltına yerleşmiş o virüslerin bize de buluşmasına müsade ediyoruz. Bu döngü bir kartopu gibi yuvarlana yuvarlana dev bir çığ haline geliyor.

Başka bir örnek, biz sadece sıradan bir günde günlük gündemi merak edip haber sitelerine gezinirken, yine büyük bir operasyonun ortasında kalakalıyoruz. sanki bir savaş meydanı ve taraflar birbirlerine bombalıyor ve biz de tam ortasına ne tarafa gideceğimizi bilemiyoruz.. ölüm bir nefes ötemizde..

Evet haber siteleri medya ve kanallar da büyük savaşlarn verildiği yeni meydanlar. tıpkı film karelerinde oldugu gibi okudgumuz izlediğimiz bir haber kaynağı içinde bile inandığımız değerlerine saldırılar bombalamalar inanılmaz bir şeytanlıkla yapılmakta. Ve biz haber okuduğumuzu zan ederken o şerefsizlerin bilinçaltımıza istenmeyen virüsleri aşılamasına müsade etmekteyiz.

Yani burada haber kanalı da filmde, şarkılar ya da diğerleri balık oltasına takılan bir yem ve biz de aptal aptal o yeme koşan balık gibiyiz. kimse babasının hayrına bedavaya bunları sunmuyor. hem paranı cebinden sövüşlüyorlar hem de sen ve başkalarına zehirlemelerine sponsorluk yapıyorsun..

Şimdi yeniden düşünme vakti..

Zihnin kontrolden çıkması öyle kendiliğinden olmuyor. zihnin bir kale gibi. İşgal edilememiş bir şehir bir ülke gibi.. Düşman birlikleri sürekli seni kuşatma altına alıyor. Adım adım tüm topraklarını işgal edip seni esaretleri altına alıyorlar.

Şu an isteklerini, arzularını, hayallerini tekrar düşün.. Bunların her birinin bir geçmişi bir hikayesi var. Adım adım ilerleniyor ve bu noktaya geliniyor.

Eğer sen kendi inancın davan dışında şeyler istiyor nefsani ve süfli şeylere yöneliyorsan bilki bir yerlerde kapıyı pencereyi açık bırakmışsın oradan bilinçaltına sızıyorlar. Yaptığın uyguladığın okuduğun izlediğin birşeyler seni kontrol altına alıyor ya da almak üzere..

O halde bir gün boyunca neyle ve nerede meşgul olduğuna şöyle göz at.. Kimlerle nelerle meşgulsün onlara bak. Fabrika ayarlarına geriye dön..

Zihnin senin en mahrem yerin onun kapılarını açık bırakıp uyuma..

Aslında günlük kıldığımız namazlar, yaptığımız ibadetler, her gün okunan kuranlar.. Zikirler.. Dini sohbetler. Hatimler işte hepisi bu zihne farkında olarak ya da olmayarak bulaşan pislikleri temizlememiz için bize verilmiş nimetlerdir. Bunun farkına varmalı kıymetini bilmeliyiz.

Ramazanı şerif üçaylar yıllık toptan bir zihin temizliği fabrika ayarlarına geri dönüş sürecidir. eğer bu güzelliklere karşı içimizde bir isteksizlik çekinme kaçma ve uyuşukluk hissediyorsak bilin ki alarm çalıyor demektir. Tehlike altındayız demektir. Zihnimize bazı zehirler yerleşmiş ve bizi doğrudan uzaklaştırmak için harekte geçmiş demektir. Direnmek ve harekete geçmek lazım..

eğer gaflete düşer ötelersek öteleniriz.. O içimizdeki temizleyemediklerimiz boğulma sebebimiz olacaktır. Aklınıza gelen tüm negatif düşünce ve söylemler öncesinde biryerlerden zihnimize ekilmiş yerleştirmiştir. Truva atı olarak bize gönderilen şeyler ile işgale hazırlanılıyordur. Uyanalım ve farkına varalım.

İşte burada ifade etmeye çalıştıklarımı islamiyet "günah" kavramının çatısı altında toplamıştır. Günahlar dendiğinde aslında bilinçaltımıza yerleşmiş ve yerleştirilmiş virüslerdir.. bunların nasıl bilinçaltımıza yerleştiğini islamiyet bize zaten aktarıyor. küçük günahlar ve büyük günahlar olarak sınıflıyor. Sonrasında bunlardan kaçınmayı ise "takva" kavramı ile anlatıyor. Allah korkusunun ise kaçınmamız için önemini anlatıyor.

Biz bir müslüman olarak hem dünyamız hem ahiretimiz için bunlara dikkat ederken, batılılar da sadece dünyalıkları için kendi akılları yettiği kadar dikkat etmeye çalışıyorlar. Ve o akılların yetttiği kadarlık olan şeyleri de bilimsel araştırmalar, kişisel gelişim, motivasyon, odaklanma vs gibi kavramların çatısı altında topluyorlar..

Tabi bir de direk zihin kontrol meseleleri var o apayrı bir şey, bizim aktarmaya çalıştığımız normal bir hayat akışında zihnin kontrolden çıkmasıdır. Ya da nefsi ammere boyutunda gerçekleşenlerden bahsetmektir. Gerçi yine zihin kontrolü operasyonlarında da benzer araçlar kullanıyorlar ama neyse.. Özetle tasavvuf ve islami yaşam burada bir savunma kalkanı görevi görüyoruz. Hakkı ile yaşayabilmek ümidi ile..

Rabbim yar ve yardımız olsun..

Konular